Alexander Markov -Biyografi

17 Kasım 2009 Salı

Günümüzün en heyecan verici virtüözlerinden olan Alexander Markov Moskova'da doğmuş ve babası, kemancı Albert Markov ile keman derslerine çok küçük yaşta başlamıştır. Daha sekiz yaşında iken babası ile birlikte orkestralar eşliğinde konserler vermeye başlamış, 14 yaşında iken kemanın efsane ismi Jascha Heifetz tarafından çok ender rastlanan bir davet alarak A.B.D'ye çağrılınca ailesiyle birlikte ABD'ye göç ederek Heifetz'in öğrencisi olmuş, 1982 yılında da Amerikan vatandaşlığına geçmiştir.


Uluslararası alanda ün yapmış Alexander Markov, şu an, dünyadaki en büyüleyici kemancılardan biri olarak gösterilmektedir. 19.yüzyılın virtüöz keman repertuarı ile belki de hiç kimsenin ulaşamadığı bir üne kavuşmuştur. Paganini'nin solo keman için 24 kaprisini çalması olay olan sanatçı, halen bir resitalde bu eserin tümünü icra eden çok az sayıdaki kemancıdan biri olarak bilinmektedir. Bruno Monsaingeon'un yönetmenliğini yaptığı bir filmde Paganini'nin bu eserini seslendiren Markov, çok zor olan bu keman yapıtının tüm dünyada popüler olmasını sağlamıştır.


Uluslararası Paganini Keman Yarışması'nda elde ettiği birincilikle altın madalya kazanan Markov, Philadelphia Orkestrası, Orchestre de Paris ve BBC Senfoni Orkestrası gibi ünlü orkestralar eşliğinde konserler vererek çok büyük beğeni kazanmış ve eleştirmenlerden tam not almıştır.

Yaşayan Efsane

0 yorum  

Moskova’da doğan Alexander Markov, ünlü bir virtüöz olan babası Albert Markov ile küçük yaşta keman derslerine başladı. Sekiz yaşına geldiğinde orkestralarda solist olarak konserlere çıkıyordu. 14 yaşında ünlü keman virtüözü Jascha Heifetz’ten, kendisiyle çalışmak üzere teklif aldı. Uluslararası Paganini Keman Yarışması’nın antın madalyalı birincisi, gelmiş geçmiş en ünlü keman virtüözlerinden Lord Yehudi Menuhin onu şöyle tarif ediyor: “Şüphesiz, en parlak ve ahenkli violinistlerden biri.”

Son Zamanlarda Solist Olarak Katıldığı Konserler


Son zamanlarda solist olarak katıldığı konserlerden bazıları şunlardır: Lorin Maazel ve Orchestre de Paris, Charles Dutoit ve Montreal Senfoni Orkestrası,Neeme Jarvi ve Detroit Senfoni Orkestrası, Ivan Fischer ve Budapeşte Festival Orkestrası, Zdenek Macal ve New Jersey Senfoni Orkestrası ve Sir Neville Marriner ile Yunanistan konseri.

0 yorum  


Albert & Alexander Markov

0 yorum  

Solist Tanıtımı

0 yorum  




Tüm dünyaca tanınmış kemancı Alexander Markov en büyüleyici müzikçilerden birisi olarak alkışlanmaktadır. Menuhin O'nun için şunları yazmıştır: "Markov hiç şüphe yok ki en parlak ve müzikal kemancılarından birisidir. Kesinlikle dünya müzikseverlerinin üzerine kendi damgasını vuracak ve günümüzün virtüözleri arasında anılacaktır."


Markov 19. yüzyıl Virtüozite Repertuvarı'nda benzeri olmayan şekilde ün kazandı. Paganini'nin 24 kaprisinin kaydı bir sansasyona yol açtı. Sanatçı bu kaprislerin tümünü tek bir resital programı içine alabilen çok az kemancıdan birisidir. Monsaingeon tarafından yönetilen ve dünyanın dört bir yanında gösterime girmiş bulunan Markov'un söz konusu kaprisleri çaldığı film, bu şeytani zorluktaki parçalara dünyanın her yerinde hemen ve hararetli bir ilgiyi çekmeyi başarmıştır.


Uluslararası Paganini Keman Yarışması'nda altın madalya kazanmış bulunan Alexander Markov Philadelphia, Paris ve BBC Senfoni gibi çok tanınmış orkestralarla sahneye çıkmıştır. Maazel ve Ochestre de Paris ile, Detroit ve Montreal Senfoni ile, Marriner ile Yunanistan'da Fischer ve Budapeşte Festival Orkestrası ile, Jarvi ve Detroit, Macal ve New Jersey ile Schwarz ve Seattle Senfoni ile gerçekleştirdiği konserler son zamanlardaki en parlak performansları arasında sayılabilir.


1987 yılında büyük saygınlığı olan Avery Fisher Career Grand ile ödüllendirilen Markov, New York'ta ilk resitalini Carnegie Hall'de gerçekleştirmiş, Avery Fisher Salonunda Mozart Festival Orkestrası'nı yöneten Christoph Eschenbach ile sahne almış ve aralarında Houston, Baltimore, Cincinati ve Kudüs orkestralarının da bulunduğu diğer önemli orkestralarla da çalmıştır.


Bunların dışında dünya çapında dağıtımı Warner Classics tarafından yapılan beş CD'yi Erato firması için kaydetmiştir. En son olarak Çaykovski'nin keman ve piyano için parçalarını piyasaya çıkartmıştır.


Markov Moskova doğumludur ve keman çalışmalarına konser kemancısı olan babası Albert Markov ile başlamıştır. Sekiz yaşına geldiğinde orkestralarla solist olarak konser veriyor ve babası ile ikili konçertolar seslendiriyordu.


14 yaşında iken Jascha Heifetz'den kendisi ile çalışması için davet aldı. Ailesi ile birlikte ABD'ye göç eden Markov ABD vatandaşlığını 1982 yılında almıştır.

Alexander & Elektro Keman

0 yorum  


Alexander Markov

0 yorum  


Alexander Markov'u TAKDİR EDENLER!!! (Facebook Grup)

0 yorum  

http://www.facebook.com/photo.php?pid=529249&id=1051425798&op=1&view=global&subj=99323485951&oid=99323485951#/group.php?gid=99323485951

Alexander Markov

0 yorum  


Röportaj:Nurdan Arabulan

16 Kasım 2009 Pazartesi

ÇILGIN, CAPRİCE’SİZ VİRTÜÖZ ; ALEXANDER MARKOV
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası Şef Ender Sakpınar yönetiminde, dünyanın en ünlü keman virtüözlerinden birisi olan Alexander Markov’u ağırladı. Solist, konserde; W.A.Mozart ve J.Brahms’ın eserlerini seslendirdi. Konser sonunda yoğun istek üzerine Paganini’den 24 numaralı Caprice eserini seslendiren sanatçı dakikalarca ayakta alkışlandı.
Konser sonrasında Alexander Markovla yaptığım samimi ve sohbet şeklinde geçen röportajımı sizlerle paylaşmak istedim. Türkiye’yi çok sevdiğini söyleyen Markov ayda ortalama 2-3 kez Türkiye’de çeşitli şehirlerde konserler veriyor. Paganini’nin bütün Caprice lerini yorumlayan Markov tamamen kaprissiz, içten, espritüel ve çılgın bir insan.
Klasik bir soruyla başlıyoruz.
Keman çalmaya nasıl başladınız?
Anne ve babam kemancı. Babam konser solisti ,annemde operada kemancı, doğal olarak müzikle, özellikle de keman sesiyle büyüdüm.Okulda parlak bir öğrenci değildim. Keman benim yaşama ümidimdi. Kemana bu şekilde başladım.
Paganini’nin 24 Caprice eserini tek bir konserde yorumlama cesaretini gösterdiniz. Bu ona olan hayranlığınızdan mı kaynaklanıyor? Başka etkilendiğiniz sanatçılar var mı?
Paganini yi beğenmemin nedeni kendine has bir stil yaratması. Zaten diğer lakabı da Şeytan. Diğer meşhur besteciler son derece etkisi altında kaldılar. Romantik dönemin en önemli ismiydi. Kemanın teknik evrim geçirmesinde çok büyük rol oynadı. Onunla ilgili hala konuşulan efsaneler vardır. Ruhunu şeytana sattığına dair. 19. yüzyılın rock yıldızıydı bana göre. Geçmişte Heifetz ( Jasha Heifetz ) hayranıydım. Kendisi dünyaca ünlü bir kemancı. Akademik olmayan bir stili vardı. Benim en çok etkileyen iki virtüöz bunlar…
Lord Yehudi Menuhin sizin için "Hiç kuşkusuz en parlak ve müzikal kemancılardan biri. Alexander Markov müzik dünyasında iz bırakacak ve günümüzün en iyi keman virtüözlerinden biri olarak daima anılacaktır." yorumunda bulunmuş. Neler hissediyorsunuz?
Sanırım 10 yıl önce söylemişti. Tabi ki 20. yüzyılın en büyük keman virtüözünden bu övgüyü almak çok gurur verici.Bu övgüler benim için çok önemli,çalışmalarımı her zaman iyi yönde etkileyen sözler.Yaptığım işe tamamen odaklanmış durumdayım. Kesinlikle şımarmamak gerekiyor. Ben her zaman çalışmama sadık kaldım.
Dünyaca ünlü virtüözler arasındasınız ! Keman çalışmaya ya da yaşamaya ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
Genelde ortalama 2 saat. Tamamen konsantre olduktan sonra yeterli oluyor.
Ama bir gün ne kadar çalışabileceğimi merak ettim. Tam 12 saat aralıksız çalıştım.Çocukken de fazla çalışmazdım. Eğer konsantre olarak çalışırsanız 2 saat yeterli bence. Ayrıca yapacak başka şeylerde var…
Sizce bu süre sahne performansınız için yeterli mi?
Kafamda bir çeşit sistem var. Bazı eserlerde, kendimi eğer hazır hissetmiyorsam kafamda bir alarm duyuyorum.Diğer parçalarda kendimi hazır hissettiğim zaman sonuca çok çabuk ulaşıyorum.Eğer rahat olmadığımı hissedersem ve çok acil bir program hazırlamam gerekirse bütün gün çalıştığımda oluyor. Ama genelde dediğim gibi ortalama 2 saat.
Peki yapmak istediğiniz ama yoğunluk dolayısıyla gerçekleştiremediğiniz şeyler var mı?
Kitap okumak isterdim, Sinemayı çok seviyorum.Pinpon da çok iyiyim. Bunlara daha fazla zaman ayırmak isterdim.
Klasik müzik dışında rock müzikle de ilgileniyorsunuz. Bundan bahseder misiniz?
Küçüklüğümden beri rock müziği beni hep cezp etmiştir. Ailem tamamen klasik bir eğitim almamı istiyordu. O dönemler Beatles ve ona benzer gruplar çok popülerdi. Bu grupları dinliyordum. Rock müziğini Amerika’da üniversiteye giderken keşfettim. Güçlü deyimleri seviyorum.
Bu tarz müziğinize de yansıyor mu?
Yeni bir projem var. Bir arkadaşımla birlikte bir rock concertosu besteledik Klasik müziğin üzerimdeki etkilerini bu rock concertoya da yansıttım. Zengin armonisi ve melodi dinamikleri klasik müzik eserlerinde olduğu gibi… 4 ayrı formu var. Senfoni orkestrası ve koro ile gerçekleştiriyoruz. Ve çok ağır rock…Fonda benim 6 telli elektro kemanım ( aynı zamanda elektro gitar gibi tınısı var ).Elektro gitarlarda kullanılan pedal ve prossesor’ler kullanıyorum. Grubumda harika müzisyenler var. Bateristim olağanüstü, kontrabascım çok iyi. Senfoni orkestrasıyla çaldığımız zaman ilginç bir kontrast ortaya çıkıyor.İzmir senfoni orkestrasıyla bir konser verdik .İstanbul Hacettepe orkestrasıyla da konserimiz olacak . Bu tür müzikler her iki kesimden dinleyici kitlesine hitap ediyor. Klasik bir formu var. Hoş bir bileşim.Avrupa’da bile senfoni orkestralarında salonlarda bir boşalma söz konusu. Artık değişik projeler ve değişik sentezler arıyorlar. Türkiye’de de verdiğimiz konserlerde bu değişiklik isteğini görüyoruz. İzmir’de verdiğimiz konserde iki hafta önceden biletler tükenmişti. Ayrıca daha iki konser verecek kadar da talep geldi.Gençler tarafından çok fazla talep görüyor.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası hakkında neler düşünüyorsunuz?
Öncelikle Ender Sakpınarla çalışmak çok büyük bir zevk. Parlak bir şef ,çok derin bir müzisyen Onunla çalışmak her zaman çok keyifli ve onur verici. Ona çok teşekkür ediyorum. Orkestrayla uyumları da çok iyi. Çok rahattım. Gözüm arkada değildi. Hepsine teker teker teşekkür ediyorum.
Bu güzel sohbet ve muhteşem konserden dolayı size çok teşekkür ediyoruz.
Ben de çok teşekkür ediyorum. En kısa zamanda tekrar gelmek istiyorum.
Bu röportajı gerçekleştirmemde büyük katkıları olan Pan Flüt Sanatçısı Aydın Yavaş ve Şef Ender Sakpınar’a çok teşekkür ediyorum.

Alexander Markov Rock Concerto Istanbul

0 yorum  

Söyleşi:Markov’un Kıbrıs günleri


Yaşayan en iyi keman virtüözlerinden Alexander Markov, 4. Uluslararası Kuzey Kıbrıs Müzik Festivali kapsamında sergilediği iki muhteşem performansla Kıbrıs izleyicisi üzerinde unutulmayacak bir etki bıraktı.


Profesyonel amaçlarınız dışında, burada olmaktan mutlu musunuz? Kıbrıs’ta bir rutininiz oluştu mu?
Kıbrıs, rahatlamak ve derin bir nefes alıp yavaşlamak için harika bir yer. Ancak bu yıl, özel bir etkinlik nedeniyle farklı bir heyecanımız, dolayısıyla farklı bir hızımız vardı. Bu sene, klasik repertuara sahip solo resitalimin yanında, bir de James Remington’la birlikte bestelediğimiz “Rock Concerto” çaldık. Bu sıkı çalışma gerektirmesine rağmen benim için tatlı bir telaştı çünkü festivalin, tutucu bir tutumdan ziyade bu tür yenilikçi fikirlere açık olması beni ayrıca heyecanlandırdı. Zaten bu eseri bugüne kadar Kuzey Kıbrıs dışında bir kez ABD’de, bir kez İsrail’de, birkaç kez de Türkiye’de sahneledik. Festivalin direktörü Halil Kalgay, festivali sadece sürdürmek değil geliştirmek için yüreğini koymuş bir kişi, dolayısıyla yeni fikirle çok açık. Bu festivali gerçekleştirmek için üzerine aldığı ağır yük ve sıkı çalışmasından son derece etkileniyorum.
BELLAPAIS’İN MÜZİKAL HİSSİ
Festivale hemen hemen her yıl katıldınız. Festivalin ilk yılları ile bugünkü konumunu karşılaştırabilir misiniz? Festivalin hızlı bir gelişim gösterdiğini ve önümüzdeki yıllarda da bu özelliğini koruyacağını düşünüyorum.
Peki Kuzey Kıbrıs izleyicisi hakkındaki yorumlarınız? Çok hevesli bir izleyici. Açık fikirli insanlar. Burada, bu insanlarla olmayı seviyorum. Her sene tekrar tekrar buraya gelmemin ardında yatan neden de budur.
Bellapais Manastırı’nda çalmak sizin için nasıl bir duygu? Tarihî atmosfer siz nasıl etkiliyor? Bellapais Manastırı son derece güzel bir yer; ayrıca çok romantik. Akustiği, özellikle solo enstrümanlar için veya belki az sayıda enstrümandan oluşan bir oda orkestrası için mükemmel. Tarihî önemi ve güzelliğinin yanı sıra, manastırın müzikâl hissi olağanüstü. Bu, solo keman çalarken bana inanılmaz zevk veriyor.
Konser verdiğiniz yerler arasında hangi mekânlar favoriniz? İçtenlikle söylüyorum ki Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ı çok seviyorum. İnsanlar çok canayakın, konserlere gelmekten hoşlanıyorlar. Hevesli ve açık fikirliler; bu benim için çok önemli. Kendi adıma, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs izleyicisinden çok şey öğrendim. Her şey öylesine doğal ki, siz de sanatçı olarak kendinizi rahat hissediyorsunuz.
ELEKTRONİK KEMAN
Genç müzisyenlerin performanslarını dinlemeye önem verdiğinizi biliyoruz. Kıbrıs’ta genç yeteneklere rastladınız mı? Maalesef, bu yıl olmadı. Ancak geçen yıl, DAÜ öğrencileri ile bir master sınıfı yapmıştık. Bradaki öğrenciler çok hevesli müzisyenler. Yeni fikirleri ve olanakları dört gözle bekliyorlar. Bir alanda gelişmek ve hırslanmak için, bir şeyleri özlememiz gerektiğini düşünüyorum. Her şeye sahip olduğumuzda, keşfedecek ve peşine düşecek hiçbir şey kalmıyor. Batı’da birçok iyi öğretmen var; ancak burada koşullar farklı. Ben bu kişilere, peşine düştükleri fikir ve olanakları sunabilmekten mutluluk duyarım.
“Rock Concerto” eserinizi yüzlerce kişiyle birlikte izledik. Bize bu eser hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Rusya’dan Amerika’ya taşındığımızda, iki şeye âşık oldum: Rock’n’roll ve kızlar. Rock’n’roll’u öyle sevdim ki sadece dinleyicisi değil bir parçası olmak istedim. Sonuç olarak, James Remington ile bir araya geldik ve benim için altı telli, muhteşem bir elektronik keman tasarladı. Eğer ben violinist isem, kemanı neden geliştirmeyeyim diye düşündüm. Bu şekilde, kemanı rock’n’roll’a adapte ettik. Dünya üzerinde başka eşi olmayan bu kemanın patentini de aldık. Daha sonrasında ise, benim klasik tecrübemi rock müzik ile birleştirme fikri doğdu. Bu bakımdan, Rock Concerto biraz da benim hayatımla paralel. Kısmen klasik, kısmen de hard rock veya metal.
Bir Rock Concerto bestelemekteki amacınız neydi? Eserin bir mesajı var mı? Genç dinleyicileri klasik müzik dünyasına çekmek için bir şeyler yapmak istedim; onlar üzerinde bir etki yaratacak, onları sarsıp uyandıracak son derece değişik bir şey. Müziksel olarak, Rock Concerto’nun devrimci bir yapısı var. Klasik müzik çalarken yüzyılların geleneğini takip etmek zorundasınız. Sadece, yorum çalabilmek için kısıtlı bir serbest alanınız vardır. Yine de, bestecinin hislerine itaat etmek zorundasınız. Ancak, Rock Concerto’da müzik orijinal. Kulağa hoş geldiği sürece istediğinizi yapabilirsiniz. Kendinizi yüzde yüz ifade edebilirsiniz. Rock Concerto, aslında müzikal bir yolculuk. İnsanlar, sadece 50 dakika müzik dinlemeye gelmekle başka bir dünyaya giriyorlar. Daha ilk dakikadan onların dikkatini yakalayıp onları başka bir dünyanın kapılarını göstermek istiyorum. Eserin ardındaki fikir temel olarak budur.
Rock Concerto’yu daha önce nerelerde sahnelediniz? Aslında, Rock Concerto son derece yeni bir proje. Prömiyeri sadece iki ay önce Amerika’da yapıldı. Ama esas olarak Türkiye’de sahnelendi; İzmir, Bursa, İstanbul ve Eskişehir’de. Bir de İsrail’de sahne aldık. Sanırım en kalabalık izleyici kitlesi, İstanbul AKM’de oldu. Ancak, Kıbrıs’ta küçük bir talihsizlik yaşadık. Salamis Antik Tiyatrosu’nda yapılması planlanan ve duyurulan gösteri, yağmur nedeniyle DAÜ Spor Salonuna taşındı. Dolayısıyla beklediğimiz kadar izleyici ile buluşamadık.
TUTARLI VE KARARLI BİR FESTİVAL
Keman için yapılan en zor bestelerden biri olarak gösterilen Paganini’nin 24 Kapris’ini tek bir resitalde ardı ardına çalabilen birkaç virtüözden birisiniz. Bu olağanüstü performans, azimli bir çalışmanın mı, yoksa besteciye duyduğunuz hayranlığın mı sonucu? Her ikisi de. Küçüklüğümden beri Paganini’nin imgesi beni büyülemiştir. 24 Kapris içinse, kariyerimin başında New York’ta bir konser verme şansına eriştim. Babam, alışılmış bir dizi sonat yerine son derece etkileyici ve çarpıcı bir şey yapabileceğim fikrini verdi. Ciddi bir çalışma içine girdim ve sonuç olarak resital çok dikkat topladı. 24 Kapris, Bruno Monsaingeon’un yönetmenliğinde filme çekildi ve bir hafta önce DVD formatında dünya çapında satışa sunuldu.
Aslı Özgen ile birlikte
(Caretta Dergisi / 2007)

Alexander Markov Performs at Couture Fashion Week New York

Alexander Markov - Paganini Caprice #24

0 yorum